Bitlis’in Tatvan ilçesinde, Van Gölü’nde su seviyesinin belirgin şekilde düşmesi, doğa gözlemcileri ve bölge halkı tarafından endişeyle takip ediliyor. Özellikle Adabağ köyü kıyılarında daha önce su altında kalan mikrobiyalitler ve küçük adacıkların gün yüzüne çıkması, kuraklığın etkilerini gözler önüne serdi.
Bitlis Eren Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hidrolik Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Cihan Aydın, yaşanan su kaybının temel sebebinin iklim değişikliği ve hidrolojik dengenin bozulması olduğunu ifade etti. Aydın, özellikle kar örtüsü ve yeraltı suyu gibi gecikmeli akış kaynaklarının azalmasının bu süreci tetiklediğini vurguladı.
“Atmosferik ısınmayla birlikte sıcak hava kuşakları kuzeye kayıyor. Bu da kar örtüsünün erken erimesine, yağışların yüzeysel akışa dönüşmesine neden oluyor. Sonuç olarak yeraltı suyu beslenmesi azalıyor, buharlaşma artıyor ve su kaynakları daha fazla baskı altına giriyor,” dedi.
Van Gölü Havzası‘nın kapalı bir sistem olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aydın, bu tür havzaların yağış rejimindeki değişimlere karşı oldukça hassas olduğunun altını çizdi. Tarih boyunca gölde yaşanan seviye değişimlerinin volkanik, tektonik ve hidrojeolojik nedenleri olabileceğini ifade eden Aydın, son yıllardaki belirgin düşüşlerin ana nedeninin iklim değişikliğine bağlı hidrometeorolojik dengesizlikler olduğunu belirtti.
Van Gölü, dünyada bilinen en büyük soda göllerinden biri ve mikrobiyalitlerin en iyi gözlemlenebildiği nadir alanlardan biri. Göl tabanında oluşan bu mikrobiyalit yapılar, bilimsel araştırmalar açısından büyük önem taşıyor.
Uzmanlar, Van Gölü’nde yaşanan bu gelişmenin yalnızca bölgesel bir sorun olmadığını, iklim değişikliğinin etkilerini doğrudan yansıtan kritik bir uyarı niteliği taşıdığını belirtiyor. Bölgenin geleceği için sürdürülebilir su yönetimi ve iklim uyum politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.