Erzurum, yalnızca Anadolu’nun doğusundaki bir kale şehri değil, aynı zamanda yüzyıllardır tıbbın ve şifanın merkezlerinden biri olarak anılıyor. Coğrafi konumu, tarih boyunca hem ticaretin hem de orduların geçiş noktası olması, sağlık hizmetlerinin bölgede erken dönemde örgütlenmesine zemin hazırladı.
19. yüzyıl sonlarında Kızılay’ın cephe gerisi hizmetleri ve savaş hekimliği uygulamalarıyla modern tıbbın ilk örnekleri Erzurum’da görülmeye başladı. Bu dönem, bölgedeki sağlık bilincinin ve hekimlik kültürünün temellerini attı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Erzurum, Doğu Anadolu’daki sağlık yapılanmasının merkezlerinden biri haline geldi. Erzurum doğumlu Dr. Salim Cimilli, bu dönemin öncü hekimleri arasında öne çıktı. Hükûmet tabipliği ve idari görevlerde bulunarak bölgeye modern tıbbın temelini atan ilk doktorlardan biri olarak bilinir.

Onun gibi pek çok Erzurumlu hekim, Cumhuriyet’in erken döneminde sağlık teşkilatının taşra örgütlenmesinde önemli roller üstlendi. Bu kuşak, Erzurum’un tıpta yükselişinin ilk adımlarını attı.
1950’li yıllarda Erzurum’da tıp fakültesi kurulması fikri güç kazandı. 1962’de temelleri atılan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, sadece bölgenin değil, tüm Doğu Anadolu’nun sağlık kaderini değiştirdi. İlk öğrenciler 1964’te Hacettepe’de eğitim alarak modern tıbbın ilk tohumlarını Erzurum’a taşıdılar. 1966’dan itibaren fakülte kendi binasında hizmet vermeye başladı.

Fakültenin kurucu kadrosunda yer alan Prof. Dr. Muzaffer Kürkçüoğlu ve Dr. Tali Ural, Erzurum’un tıp alanındaki yükselişinde unutulmaz isimler arasında yer aldı. Onların öncülüğünde çocuk sağlığı, dahiliye, cerrahi ve halk sağlığı gibi temel branşlar gelişti.
1970’lerden itibaren Erzurum, sadece Doğu Anadolu’ya değil, komşu ülkelere de sağlık hizmeti sunan bir merkez haline geldi. Atatürk Üniversitesi mezunları, bölge genelinde modern tıbbın temsilcileri oldu.
2000’li yıllarda Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nin gelişmesiyle Erzurum, Doğu Anadolu’nun en güçlü sağlık altyapısına kavuştu. Bugün şehir, hem yerli hem de uluslararası düzeyde araştırmalar yürüten, uzman hekimler yetiştiren bir tıp merkezi konumunda.
Bölge kökenli doktorlardan Prof. Dr. Serdar Sevimli gibi isimler, hem akademik hem de klinik alanda ön plana çıkarken; Erzurum soyadını taşıyan bazı bilim insanları da uluslararası literatürde dikkat çekiyor.
| Dönem | Gelişme | Öne Çıkan İsimler |
|---|---|---|
| 1877–1910 | Savaş hekimliği ve Kızılay saha hizmetleri | Yerel tabipler, seyyar sağlık ekipleri |
| 1923–1950 | Cumhuriyet dönemi sağlık yapılanması | Dr. Salim Cimilli ve çağdaşları |
| 1960–1970 | Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kuruluşu | Prof. Dr. Muzaffer Kürkçüoğlu, Dr. Tali Ural |
| 1980–2000 | Uzmanlaşma ve bölgesel sağlık liderliği | Fakülte kadroları, araştırmacı hekimler |
| 2000–Günümüz | Araştırma hastaneleri ve uluslararası başarılar | Prof. Dr. Serdar Sevimli ve yeni kuşak hekimler |
Erzurum’un tıp tarihi, yalnızca hekimlerin değil, bir bölgenin dönüşüm hikayesidir. Osmanlı dönemindeki seyyar sağlık çadırlarından modern araştırma hastanelerine uzanan bu yolculuk, Erzurum’un bilime ve insana verdiği değerin somut bir göstergesidir.
Bugün Erzurum, hem köklü Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi hem de yetiştirdiği binlerce hekimle, “Doğu’nun şifa kapısı” olmaya devam ediyor.